logo
12 Ekim 2023

Kamu Diplomasisinin İçeride ve Dışarıda Karşılaştığı Zorluklar

    Kathy R. Fitzpatrick The Hague Journal of Diplomacy dergisinin 2012 yılının 7. sayısında yayınladığı “Defining Strategic Publics in a Networked World: Public Diplomacy’s Challenge at Home and Abroad” (Ağlarla Bağlı Bir Dünyada Stratejik Kamuların Tanımlanması: Kamu Diplomasisinin İçerde ve Dışardaki Mücadelesi) (s. 421-441) başlıklı makalesinin giriş bölümünde eski bir diplomat olan Shaun Riordan’a 1 atfen 21. Yüzyılda klasik diplomasinin giderek daha çok sivil toplumu dikkate almak zorunda kalacağını ileri sürmektedir. Bu kuşkusuz doğru bir tespittir. Dışişleri Bakanlıkları ve diğer ilgili devlet kurumları her ülkede bu maksatla yeni yapılanmalara girişmişler ve hedef olarak belirledikleri toplumlara yönelik stratejiler geliştirmeye başlamışlardır.

    Ancak, tespitin daha çok zamanın ruhuna uygun bir teknik gereklilik olarak anlaşılması gerekmektedir. Kamu diplomasisi faaliyetleri hedef olarak düşünülen kamuların nasıl tanımlanacağından başlayarak onlara hangi vasıtalarla yaklaşılacağına kadar çözümü zor sorunlardan etkilenmektedir. Öncelikle de stratejik kamu diplomasisi ilkelerinin başından itibaren benimsenmesi şarttır.

    Başından itibaren ifadesinden öncelikle ulusal çıkar tanımlaması ile başlayan süreç kastedilmektedir. Her devlet bu tanımlamayı yaptıktan sonra ulusal çıkarın nasıl dışa anlatılacağı konusunda kafa yormak zorundadır. Dış dünya sizin ulusal çıkar tanımlamanızı kendisince yorumlayabilir. Fakat maksat o tanımlamanın sizin tarafınızdan yapıldığı şekilde somutlaştırılması ve ifade edilmesidir. Süreçteki sonraki aşama ise hedefi belirlemek, her yönüyle tanımak ve hangi yöntemlerle çalışılacağı konusunda karar vermektir. Sonrasında ise icra edecek yetkin kişi ve kurumların devreye girmesi gerekir. Tüm bu aşamaların disiplinler arası bir strateji kapsamında birbiri ardından hayata geçirilmesi stratejik kamu diplomasisinin olmazsa olmazıdır.

Son Yazılar

Kamu Diplomasisi Mi, Lobicilik Mi? 02 Ekim 2025

    Görece yeni bir kavram olan “kamu diplomasisi”, çoğu zaman “lobicilik” ile eş anlamlı olarak kullanılmaktadır. Oysa lobicilik, özellikle Türkiye’nin Batı ülkelerinde karşılaştığı olumsuz propagandalar bağlamında gündeme gelmiş ve Amerika Birleşik Devletleri’nde bu amaçla faaliyet gösteren özel ticari kuruluşlar üzerinden yürütülen bir yöntem olarak öne çıkmıştır. Ancak bu yöntemin, geçmişte Türkiye’nin imajını düzeltmeye kayda değer bir katkı sağladığını söylemek güçtür.


    Buna karşılık, kamu diplomasisi bir ülkenin dış politika hedeflerine sivil katkı sağlamayı amaçlayan bir yaklaşımdır. Bu bağlamda sivil destek; devlet diplomasisinin dışında, sivil toplum örgütleri, akademi, kanaat önderleri veya toplumun önde gelen isimleri tarafından yürütülen faaliyetleri kapsamaktadır. Örneğin, Amerika Birleşik Devletleri Kongresi veya Almanya Federal Meclisi (Bundestag) nezdinde, resmi lobi listeleri aracılığıyla gerçekleştirilen çalışmaların günümüzün diyalog temelli modern kamu diplomasisi ile karıştırılmaması gerekir. Kamu diplomasisi, bütün alt faaliyet alanlarıyla değerlendirildiğinde, “lobiciliğin” dar çerçevesinin ötesinde, çok daha geniş ve sınırsız imkânlar sunan bir alandır.


    Dolayısıyla, kamu diplomasisinin kültür, sanat, bilim, spor, siyaset, ekonomi, ticaret, insani yardım ve diaspora diplomasisi gibi farklı alanlarda sunduğu imaj oluşturma, değiştirme ve pekiştirme fırsatlarından yararlanmak; ticari kuruluşlar aracılığıyla yürütülen dar kapsamlı “lobicilik” faaliyetlerinden çok daha etkili ve faydalıdır.

Devamını Oku
15 Temmuz Hain Darbe Girişimi ve Türk Kamu Diplomasisi 16 Temmuz 2025 15 Temmuz 2016’da milletimizin gösterdiği tarihi direnişin 9. yılında, FETÖ ile mücadelenin uluslararası boyutu ve Türkiye’nin kamu diplomasisi stratejileri bu özel sayıda ele alınmıştır.


Devamını Oku
Kamu Diplomasisi Şart Mıdır? 02 Ağustos 2024 Mehmet Can Gür Devamını Oku