logo
12 Ekim 2023

BATIDA TÜRK VE TÜRKİYE ALGISI

Türkiye, dünyanın içinde bulunduğu bu çalkantılı dönemde tarihten gelen dinamikleriyle bölgesinde güçlü bir devlet olma çabasındadır. Bu, zor dönemlerde karşı karşıya kaldığı türlü tehdit ve tehlikelere set çekebilmek ancak güçlü devlet tecrübesi olan ülkelerin harcıdır. Son bin yıl içinde batı dünyasındaki Türk algısı, siyasal, kültürel ve felsefi boyutlarıyla bugün de farklı dalgalanmalarla varlığını sürdürmektedir. Ulusların ve devletlerin imajlarının siyaseti ve uluslararası ilişkileri etkilediği bilinen bir gerçektir. İmajlar kolaylıkla değişmemekte, kollektif belleklere kazınmış algılar zaman içinde kemikleşmektedir.


Tarihçi Özlem Kumrular, “Avrupa’da Türk Düşmanlığının Kökeni. Türk Korkusu” başlıklı eserinde 15. ve 16. Yüzyıllardan itibaren Avrupa kültürünün giderek değişmez hale gelen bir olumsuz Türk algısı ile yoğrulduğunu anlatmaktadır . Yine, Onur Bilge Kula’nın “Batı Felsefesinde Oryantalizm ve Türk İmgesi” adlı eserinde Türk algısının tarihi ve felsefi kaynakları son derece ayrıntılı biçimde anlatılmıştır . Leyla Coşan’ın 16. Yüzyıl Almanya’daki Türk algısı üzerine yazdığı önemli eserleri de hatırlamak gerekmektedir . Olumsuz algı, dozajı ülkeden ülkeye ve çağdan çağa değişse de özünde hep aynı kalmıştır. Üstten bakış ve kibir, özellikle 18. Yüzyılın ikinci yarısı ve 19. Yüzyıldan itibaren Türk korkusunun yerini almış, 19. Yüzyıl oryantalizminin temel kaygısı Türklerin Orta Asya steplerine nasıl geri gönderilecekleri olmuştur. Kurtuluş Savaşımız ve Türkiye Cumhuriyeti’nin kuruluşu ile bu ihtiraslara son verilmiş olduğu düşünülse bile, sözünü ettiğimiz algı değişmediği sürece Türklere ve Türkiye’ye yönelik siyasetin değişeceğini beklemek hayalperestlik olacaktır.


Türk ve Türkiye algısını büyük ölçüde etkileyebileceği bir girişim olarak değerlendirilmesi gereken “Türk Devletleri Teşkilatı’nın” yeni bir kurumsal anlayışla kurulmuş olması bu alanda önemli bir adımdır. Asya’daki Türk Devletlerine “Türk” adını dahi yakıştıramayanlar onların bir araya gelip bir “birliktelik ifade etmeleri” karşısında büyük olasılıkla mevcut Türk ve Türkiye algılarını da zaman içinde gözden geçirme ihtiyacı duyacaklardır.